Lise yıllarımın en unutulmaz nişanelerinden biridir coğrafya
öğretmenim Ayhan Oğuz. Yazdığım blog için bana takdirini sunarken bir de kitap
önerisinde bulunmuştu: Ölümsüz Kavak. Bu nostaljik eser, öğretmenime
ilkokulda kazandığı bir bilgi yarışmasının ödülü olarak verilmiş. Önce epey
eski bir basım olduğu için piyasada bulamam zannettim ama yeni baskıları
mevcuttu. En kısa zamanda temin edip heyecanla kitabın kapağını araladım.
“Benim gülümsemem yapraklarımla türkü söylemekti.” diyen kavak ağacının
kesilip kâğıda dönüşme serüvenini bir çırpıda okudum. Bunda Bekir Yıldız’ın
kullandığı yalın ve sürükleyici dili fazlasıyla etken elbette.
Uzun zamandır bitkiler dünyasını araştırma hâlindeyim. Ölümsüz
Kavak da bana bu yolda iyi bir eşlikçi oldu. Bir ağacın dünyaya ve
insanlara karşı neler hissedebileceğini okumak çok anlamlıydı. Toprak Ana’nın
toy kavak ağacına “kesilmen kutsal bir iş içindir.” deyip teselli verdiği
satırlarda ben de bir duraksadım. Aklımıza bu zamanda bir ağacın kesilmesi
denince yapılacak inşatlar için kasıtlı çıkarılan orman yangınları ve binlerce
dönüm ormanlık arazinin katledilmesi geliyor. Oysa kitaplıklarımıza konuk olan birçok
kitabın ve defterin de hammaddesi hepsi aynı zamanda. Hikâyedeki kavak da
dönüşeceği kâğıdın hayali kurarak katlanır bu süreçte geçtiği zorlu yollara.
Eserin sonunu anlatmak istemiyorum, her ne kadar sonlardan çok süreçler benim
için önem arz etse de bunu yapmayacağım. Yalnızca severek ve bir ağacın naif
duygularına eşlik ederek ilerlediğim satırlarda çağrışım kapım birden açıldı ve
aklıma Ben Bir Gürgen Dalıyım geldi. Hasan Ali Toptaş’ın bu kıymetli
eseri Ölümsüz Kavak’tan esinlenmiş olabilir miydi? Yaptığım küçük bir
internet araştırmasında Hasan Ali Toptaş’ın tam bir Bekir Yıldız hayranı
olduğunu öğrendim. Aralarında yaşanan bir anıdan bahseden Toptaş, bir fırsatını
bulup Yıldız’a yazdığı bir öyküyü okur. Usta kalem ise; “Çok fazla
etkilenmişsin. Beni okumayı hemen bırak!” der. Bu uyarıdan sonra Toptaş
kendi “sesini” aramaya koyulur. O ses yine çok latif bir eser olan Ben Bir
Gürgen Dalıyım’da yankılanır.
Toprak Ana’nın Ölümsüz Kavak için söylediği sözlerle yazımı
bitireyim, kesilen ormanlar dolusu ağacın bu kadere sahip olmasını dileyerek: “Küçük
küçük yavruların göz kaydırdıkları kâğıt olacaksın kavağım. Burada çürüyüp
gitmek yerine insan yavrularına hizmet etmen kutsal bir iş değil midir? Haydi,
yolun açık, kâğıdın bol olsun ormanımın selvi boylusu!”
Eser: Ölümsüz Kavak
Yazar: Bekir Yıldız
Resimleyen: Sevda Nur Demirci- Suat Karadağ
Sayfa Sayısı:56
Yayınevi: Özyürek Yayınevi
Yaş: +
Emeğine sağlık. Ne garip, şiir denen edebiyat türüne meylim de Sezen AKSU'nun '88 albümünün kaset kapağındaki şarkı sözlerini okurken olmuştu. Metin ALTIOK'un şiiriydi bir şarkının sözleri. Bir ayrılığın hüznünü en güzel anlatan şiirdir: "Kavaklar"...
YanıtlaSilSizin sayenizde ben de heybeme bir kavak sıkıştırdım. Bir ağaç nasıl hissedermiş daha yakından öğrendim.
YanıtlaSil