27 Kasım 2020 Cuma

ÖLÜMSÜZ KAVAK

 


Lise yıllarımın en unutulmaz nişanelerinden biridir coğrafya öğretmenim Ayhan Oğuz. Yazdığım blog için bana takdirini sunarken bir de kitap önerisinde bulunmuştu: Ölümsüz Kavak. Bu nostaljik eser, öğretmenime ilkokulda kazandığı bir bilgi yarışmasının ödülü olarak verilmiş. Önce epey eski bir basım olduğu için piyasada bulamam zannettim ama yeni baskıları mevcuttu. En kısa zamanda temin edip heyecanla kitabın kapağını araladım. “Benim gülümsemem yapraklarımla türkü söylemekti.” diyen kavak ağacının kesilip kâğıda dönüşme serüvenini bir çırpıda okudum. Bunda Bekir Yıldız’ın kullandığı yalın ve sürükleyici dili fazlasıyla etken elbette.

Uzun zamandır bitkiler dünyasını araştırma hâlindeyim. Ölümsüz Kavak da bana bu yolda iyi bir eşlikçi oldu. Bir ağacın dünyaya ve insanlara karşı neler hissedebileceğini okumak çok anlamlıydı. Toprak Ana’nın toy kavak ağacına “kesilmen kutsal bir iş içindir.” deyip teselli verdiği satırlarda ben de bir duraksadım. Aklımıza bu zamanda bir ağacın kesilmesi denince yapılacak inşatlar için kasıtlı çıkarılan orman yangınları ve binlerce dönüm ormanlık arazinin katledilmesi geliyor.  Oysa kitaplıklarımıza konuk olan birçok kitabın ve defterin de hammaddesi hepsi aynı zamanda. Hikâyedeki kavak da dönüşeceği kâğıdın hayali kurarak katlanır bu süreçte geçtiği zorlu yollara. Eserin sonunu anlatmak istemiyorum, her ne kadar sonlardan çok süreçler benim için önem arz etse de bunu yapmayacağım. Yalnızca severek ve bir ağacın naif duygularına eşlik ederek ilerlediğim satırlarda çağrışım kapım birden açıldı ve aklıma Ben Bir Gürgen Dalıyım geldi. Hasan Ali Toptaş’ın bu kıymetli eseri Ölümsüz Kavak’tan esinlenmiş olabilir miydi? Yaptığım küçük bir internet araştırmasında Hasan Ali Toptaş’ın tam bir Bekir Yıldız hayranı olduğunu öğrendim. Aralarında yaşanan bir anıdan bahseden Toptaş, bir fırsatını bulup Yıldız’a yazdığı bir öyküyü okur. Usta kalem ise; “Çok fazla etkilenmişsin. Beni okumayı hemen bırak!” der. Bu uyarıdan sonra Toptaş kendi “sesini” aramaya koyulur. O ses yine çok latif bir eser olan Ben Bir Gürgen Dalıyım’da yankılanır.

Toprak Ana’nın Ölümsüz Kavak için söylediği sözlerle yazımı bitireyim, kesilen ormanlar dolusu ağacın bu kadere sahip olmasını dileyerek: “Küçük küçük yavruların göz kaydırdıkları kâğıt olacaksın kavağım. Burada çürüyüp gitmek yerine insan yavrularına hizmet etmen kutsal bir iş değil midir? Haydi, yolun açık, kâğıdın bol olsun ormanımın selvi boylusu!”

 

Eser: Ölümsüz Kavak

Yazar: Bekir Yıldız

Resimleyen: Sevda Nur Demirci- Suat Karadağ

Sayfa Sayısı:56

Yayınevi: Özyürek Yayınevi

Yaş: +


2 yorum:

  1. Emeğine sağlık. Ne garip, şiir denen edebiyat türüne meylim de Sezen AKSU'nun '88 albümünün kaset kapağındaki şarkı sözlerini okurken olmuştu. Metin ALTIOK'un şiiriydi bir şarkının sözleri. Bir ayrılığın hüznünü en güzel anlatan şiirdir: "Kavaklar"...

    YanıtlaSil
  2. Sizin sayenizde ben de heybeme bir kavak sıkıştırdım. Bir ağaç nasıl hissedermiş daha yakından öğrendim.

    YanıtlaSil

Çocuklar ve Büyükleri

ÇOCUKLAR ve BÜYÜKLERİ İlk yazımı blogumun ismine ilham olan Murathan Mungan'ın derlediği Çocuklar ve Büyükleri  üzerine yazmak istedim. ...