18 Ekim 2020 Pazar

BİTKİLER OKULU

 



Geçtiğimiz perşembe günü, yaşamını sadece şiir yazmaya adayan şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın aramızdan ayrılışının on ikinci yılıydı. Mustafa Ruhi Şirin’in bin yıllık bir zeytin ağacı altında usta şairin berceste dizelerini okuduğu tek kişilik anma gösterisini görünce hızlıca kitaplığıma yöneldim. Bitkiler Okulu’nu kaptım ve içindeki en sevdiğim şiiri okumaya koyuldum:

Ağaçlar esen yeli sever
Esen yel

Ağaçları sever


Kuş
İkisini birden sever


Çocukların hepsi
Üçünü birden sever”


Çocuk fıtratı ancak bu kadar net ifade edilebilirdi. Sonra şiir kitabının diğer sayfalarını çocuksu bir heyecanla araladım. Sebzelerden meyvelere, ağaçlardan otlara kadar her bir canlı ayrı bir şiirin kahramanıydı.

Güneş en bilge öğretmen.

Fasulye kendiyle oynayabilir kâh bilye kâh top gibi.

Soğan bir düşünce yuvarlağıdır.

Enginar geceleri ay dedesi, günebakan güneşi bütün günlerin.

Yaprakları birer sözcüktür maydanozun, lahana kocaman bir düş saray.

Bitkiler arası bir giyim yarışması bile düzenlenir şiirlerde. Kazanan pırasadır uyumuyla en su gibi olan.

İşte bitkilere yüklenen bu imgeler beni hem şaşırttı hem de güldürdü. Her bir sebze ve meyve dile gelse neler konuşurdu kim bilir. Belki sınırsız faydalarından belki de köklerine sıkılan zehirli ilaçlardan.

Bitkiler Okulu bir dipnotla sonlanıyor. Hürriyet gazetesinin 1993 yılına ait haberi ile:

“Konuşan Salatalık

ABD’li bilim adamları bitkilerin ses çıkarıp işitebildiklerini iddia ediyorlar. Prof. Milburn’ Ultra ses dalgalarını anlayabiliyoruz. Örneğin su isteyen bir salatalığın sesi rahatlıkla duyulabiliyor. Üstelik sesi de bir bardaktaki limonatanın sın damlalarını kamışla çektiğiniz anda çıkan sese benziyor.’ diyor”

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çocuklar ve Büyükleri

ÇOCUKLAR ve BÜYÜKLERİ İlk yazımı blogumun ismine ilham olan Murathan Mungan'ın derlediği Çocuklar ve Büyükleri  üzerine yazmak istedim. ...