BİR GARİP'TEN MASALLAR
İşte, bir Garip Orhan Veli’den La Fontaine’in Masalları! Bu kitaba ilk rastladığımda çok şaşkındım. Orhan Veli benim için o güne kadar Garip şiirinin en sevgili üyesiydi. İstanbul’a her kulak verdiğimde gözlerimi onun sayesinde kapadığım, Boğaziçi’ni bir garip sükûnetle seyre daldığımda onun dilinden bir türkü tutturduğum şairdi. Bu yüzden, oğluma ilk aldığım kitaplardan birinin çevirmeni olacağını hiç düşünmezdim. Zaten Çocuk Edebiyatı ile ilgili beni her defasında şaşırtan, yetişkin edebiyatı eserleri ile hemhal olduğum yazar ve şairlerin bu alanda da nitelikli eserler vermiş olması. Misal, Sabahattin Ali’nin Ayran’ı, Vüs’at O. Bener’in Havva’sı, Orhan Kemal’in Çikolata’sı… Hepsinin yeri bende apayrı! Orhan Veli’nin “Bu kitapta okuyacağınız şiirleri gerçi sizin için tercüme ettim. Ama hiçbir zaman onları çocukça bulmadım.” önsözü ile başlattığı bu manzum masalları yeniden okumak benim için farklı bir soluk oldu. Hep düz yazı ile önüme serilen bu hayvan masallarını şiir diliyle okuduğumda oğlum da çok sevdi. Kitabın çizimleri ayrıca çok renkli! Çizimlerini Mevlana İdris’in kitaplarından aşina olduğum Dağıstan Çetinkaya yapmış. Aslanlar, maymunlar, yılanlar, eşekler bu sayede orijinal kılıklara bürünmüşler.
Kitabın açılışı bir klasik olan Cırcır Böceği ve
Karınca ile yapılmış. Hemen her çocuğun zihin kodları arasında yer alan
bu masalda, Cırcır böceğini karıncaya yalvarırken şöyle görürüz:
“- İnayet buyurun, dedi,
Yemin billah ederim,
Eylül’e kalmaz öderim.”
Karınca böceği cevaplamakta geç kalmaz, bu ricacıya çıkışır:
“-Ne yaptınız yaz boyunca?
-Ne mi yaptım? Saz çaldım, saz!”
-Ya, öyle mi? Demek ki siz
Yazı sazla geçirdiniz;
Şimdi de oynayın biraz.”
Neredeyse ezbere bildiğim bu sahneleri tekrar okumak, hele
bir de Orhan Veli’den okumak bir şans!
Kitap toplamda 51 masaldan oluşuyor. İçlerinde çok iyi bildiklerim
kadar, duymadıklarım da var. Oduncu ve Ölüm, hiç bilmediğim bir
masal. Adeta Orhan Veli’nin poetikasının ayaklı temsili gibi:
“Şu dünyaya geldi geleli gün mü görmüştü?
Var mıydı daha talihsiz bir kulu Tanrı’nın?
Bir lokma ekmek için miydi bu çektikleri”
Masalın bitiminde ise şairin sesi baskın gelir ve okurunu hem
uyarır hem teselli eder:
“Ölüm çok derdin panzehiridir,
Biz yine halimize şükredelim
Ölmektense katlanmak iyidir
Sözün gereğince gidelim.”
Böylece ironik bir sitem yollar Orhan Veli liyakatin değer
görmediği bir dünyaya.
Her bir masal için söylenecek çok söz vardır elbette ama
benim yazım burada sonlanıyor. Diğer güzel masalları keşfetmek sizin elinizde!
Gerçi Veli, “ Yalnız bunlara ne masal demek doğru, ne de hikâye. Fransızlar
fable diyor.” diyor. Bir de :
“Bir çocuk ne anlar sevmekten?
Ne anlar ki sevgi uğruna ölmekten
Ne anlar yaşam nedir, dünya ne?
Hep umut vardır o küçücük yüreğinde…
Karanlıkta aydınlık hisseder
Olmayacak sevdaya olur der
Ben de çocuğum ve cezalıyım…”
Yazar: La Fontaine
Dil: Çeviri- Orhan Veli
Sayfa Sayısı: 93
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yaş: 8+
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder