14 Ekim 2020 Çarşamba


 

KİRAZ HANIM’IN PEK NEŞELİ VE LEZZETLİ MUTFAĞI

Kendi mutfağım dışında bir mutfakta bulunacak olsaydım bu kesinlikle Kiraz Hanım’ın Mutfağı olurdu. Slyvia Plath’in sıra dışı kaleminden dökülmüş tam üç hikâye yer alıyor bu mutfakta, ay pardon kitapta. İlki, Yatak Kitabı. Manzum bir hikâye. Çevirisi de gayet başarılı. Bir yatak üzerinden kurulan hayal ve rüya âlemi kısa ama lezzeti damakta bırakan bir okuma keyfi sunuyor. Hiç Önemi Yok Elbisesi ise ikinci hikâye. Sanki kitaptaki metin sıralaması lezzeti güzel olandan çok daha yoğun olana doğru diye planlanmış.  Çünkü Hiç Önemi Yok Elbisesi ilk hikâyeye oranla benim için daha duygu yüklü ve anlamlıydı. Yedi erkek kardeş ve bir babanın giyecekleri elbiseyi hayal etmeleri üzerine. Ancak tasarladıkları takım kıyafete kavuşmalarına rağmen çeşitli çekinceleri yüzünden bu kıyafeti giyemezler. Nihayetinde en küçük kardeş Max, annesinin gerekli onarımı yapmasıyla babası ve altı ağabeyinin denediği ama giyemediği kıyafeti, hakkını vererek giyer. İçeriğe dair çok detay vermiş olabilirim ama kurgunun naifliği buna sebep.

Ve sonuncu hikâye Kiraz Hanım’ın Mutfağı. Daha ilk pasajla birlikte enfes bir mutfağa adım atmıştım. Kızarmış tavuklar ve yaban mersinli keklerin kokusu burnumda tütmüştü. Dana kızartması ve zencefilli ekmekler de öyle. Tabi ya “Kiraz Hanım ile Kiraz Bey’in sürekli şişmanlamasına, yanaklarının pembeleşmesine şaşırmamak gerek.”

David Robert’s eğlenceli çizimleriyle çok tatlı iki tonton ve şirin mutfak resimleri ile hikâyeye en baştan ısınıvermiştim. Ekmek makinesi, kahve makinesi, waffle makinesi ve diğer araçların isteklerini yönetecek olan iki afacan mutfak cini. Nasıl büyülü bir atmosfer bu! Bu güzelim atmosferi değiştirecek olan ise mutfak ekibinin rollerini birbiri ile değiştirmek istemesi. Sonrasını anlatmayacağım tabi ama Slyvia Plath’in düş dünyasının ne denli renkli olduğuna şahitlik etmek beni çok mutlu etmişti. O nedenle keşke ama keşke ( bu kelimeyi çok nadir kullanırım) daha çok yazacak bir ömre sahip olsaydı.

Dünyayı terk etmek istemesinin kendince haklı sebepleri vardı Plath’in. Giderken bile çocuklarının ekmeğini ve sütünü ihmal etmeyip, odalarını korunaklı hâle getirip bu dünyadan göç etmesi beni her hatırlayışımda çok üzer. Bu kadar umut dolu bir kalemin, neşesini yazdıklarına yansıtmış bir kadın yazarın diğer eserlerini okumaya bu şekilde başlamıştım. Başta şiirleri, sonrasında Günlükler’i pek de yazdığı çocuk kitabı kadar hayat dolu değil. Yazdığı her dize ve satır okurunun yüreğini sıkıştıracak kadar hüzün yüklüyken başta çocukları için ürettiği metinler nasıl bu denli renkli ve ümitli olabiliyor diye çok düşünürüm. Aslında cevap çocukluğun bizzat kendinde saklı. Çocuk dünyasının neşesi ve duru tarafı bana kalırsa başta yazara sonra da okurlara şifa. Bu şifadan hep yararlanmak dileğiyle.

Güzel uyu Slyvia Plath!


Eser: Kiraz Hanım'ın Mutfağı

 Yazar: Sylvia Plath

 Dil: Çeviri- İlknur Özdemir

 Sayfa Sayısı: 85

 Yayınevi: Kırmızı Kedi Çocuk Yayınları

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çocuklar ve Büyükleri

ÇOCUKLAR ve BÜYÜKLERİ İlk yazımı blogumun ismine ilham olan Murathan Mungan'ın derlediği Çocuklar ve Büyükleri  üzerine yazmak istedim. ...