KİRAZ HANIM’IN PEK
NEŞELİ VE LEZZETLİ MUTFAĞI
Kendi mutfağım dışında bir mutfakta bulunacak olsaydım bu
kesinlikle Kiraz Hanım’ın Mutfağı olurdu. Slyvia Plath’in sıra dışı kaleminden
dökülmüş tam üç hikâye yer alıyor bu mutfakta, ay pardon kitapta. İlki, Yatak
Kitabı. Manzum bir hikâye. Çevirisi de gayet başarılı. Bir yatak
üzerinden kurulan hayal ve rüya âlemi kısa ama lezzeti damakta bırakan bir
okuma keyfi sunuyor. Hiç Önemi Yok Elbisesi ise ikinci hikâye.
Sanki kitaptaki metin sıralaması lezzeti güzel olandan çok daha yoğun olana
doğru diye planlanmış. Çünkü Hiç
Önemi Yok Elbisesi ilk hikâyeye oranla benim için daha duygu yüklü ve
anlamlıydı. Yedi erkek kardeş ve bir babanın giyecekleri elbiseyi hayal
etmeleri üzerine. Ancak tasarladıkları takım kıyafete kavuşmalarına rağmen
çeşitli çekinceleri yüzünden bu kıyafeti giyemezler. Nihayetinde en küçük
kardeş Max, annesinin gerekli onarımı yapmasıyla babası ve altı ağabeyinin
denediği ama giyemediği kıyafeti, hakkını vererek giyer. İçeriğe dair çok detay
vermiş olabilirim ama kurgunun naifliği buna sebep.
Ve sonuncu hikâye Kiraz Hanım’ın Mutfağı. Daha
ilk pasajla birlikte enfes bir mutfağa adım atmıştım. Kızarmış tavuklar ve
yaban mersinli keklerin kokusu burnumda tütmüştü. Dana kızartması ve zencefilli
ekmekler de öyle. Tabi ya “Kiraz Hanım ile Kiraz Bey’in sürekli
şişmanlamasına, yanaklarının pembeleşmesine şaşırmamak gerek.”
David Robert’s eğlenceli çizimleriyle çok tatlı iki tonton
ve şirin mutfak resimleri ile hikâyeye en baştan ısınıvermiştim. Ekmek makinesi,
kahve makinesi, waffle makinesi ve diğer araçların isteklerini yönetecek olan iki afacan mutfak cini. Nasıl büyülü bir
atmosfer bu! Bu güzelim atmosferi değiştirecek olan ise mutfak ekibinin
rollerini birbiri ile değiştirmek istemesi. Sonrasını anlatmayacağım tabi ama
Slyvia Plath’in düş dünyasının ne denli renkli olduğuna şahitlik etmek beni çok
mutlu etmişti. O nedenle keşke ama keşke ( bu kelimeyi çok nadir kullanırım)
daha çok yazacak bir ömre sahip olsaydı.
Dünyayı terk etmek istemesinin kendince haklı sebepleri
vardı Plath’in. Giderken bile çocuklarının ekmeğini ve sütünü ihmal etmeyip,
odalarını korunaklı hâle getirip bu dünyadan göç etmesi beni her hatırlayışımda
çok üzer. Bu kadar umut dolu bir kalemin, neşesini yazdıklarına yansıtmış bir
kadın yazarın diğer eserlerini okumaya bu şekilde başlamıştım. Başta şiirleri,
sonrasında Günlükler’i pek de yazdığı çocuk kitabı kadar hayat dolu değil.
Yazdığı her dize ve satır okurunun yüreğini sıkıştıracak kadar hüzün yüklüyken
başta çocukları için ürettiği metinler nasıl bu denli renkli ve ümitli
olabiliyor diye çok düşünürüm. Aslında cevap çocukluğun bizzat kendinde saklı.
Çocuk dünyasının neşesi ve duru tarafı bana kalırsa başta yazara sonra da
okurlara şifa. Bu şifadan hep yararlanmak dileğiyle.
Güzel uyu Slyvia Plath!
Eser: Kiraz Hanım'ın Mutfağı
Yazar: Sylvia Plath
Dil: Çeviri- İlknur Özdemir
Sayfa Sayısı: 85
Yayınevi: Kırmızı Kedi Çocuk Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder