İÇİMDEKİ MÜZİK: TEKNOLOJİK AYGITIYLA BENLİĞİNİ BULMAYA ÇALIŞAN BİR ENGELLİ ANLATISI
“Beni bıraktılar.”
“Ve kaybettiler.” (242)
Sharon M. Draper’in 2016 yılında
okurla buluşan kitabı İçimdeki Müzik gençlik
edebiyatı sahasında engelliliğe dair kaleme alınmış ender eserlerden biridir. On bir yaşındaki spastik ikili kuadriplaj “beyin felci
hastası” Melody’nin konuşamayışını ve hareketsizliğini merkeze alan anlatı,
karakterin aynı zamanda zihinsel engelli olarak algılandığı yanılsamasını
işler. Oysa çok iyi bir fotografik hafızaya sahip başkarakter, müziğe de ilgili
başarılı bir öğrencidir. “Normaller” sınıfında edindiği bilgisayarı Medi- talker sayesinde bu başarısını
sınıf arkadaşlarına ve öğretmenlerine kanıtlar. Ancak kendi benliğini onlara kabul
ettirebilmesi için bu bilgisayarın yeterli olmadığını görürüz.
Öncelikle İçimdeki Müzik’in ben anlatıcısı Melody iç dünyasının aktarımı
yönüyle başarılı bir engelli romanıdır denebilir. Başkarakterin gözünden
izlediğimiz olay ve davranışlar her ne kadar sübjektif olsa da İçimdeki Müzik beden anlatısı bağlamında
engelliliği iyi yansıtır. Anlatı boyunca başkarakterin engeli merkezde olsa da,
okur olarak Melody’nin engeliyle barışık bir tablo sergilediğine şahit oluruz.
Özelikle kardeşinin dünyaya geldiği süreçte kendi bedenini onunla kıyasladığı
bölümlerde, sağlam bir bedene öykünme düşüncelerini okuruz. Bu durum - aynı
anne babadan farklı bedenlerde doğmuş olmak -Melody’i küskünlüğe sevk etmez.
Aksine çok sevdiği ve tarafından çok sevildiği bir kardeşi olduğu için
mutludur.
Romanın dönüm noktasını oluşturan
olay, Melody’nin yakın arkadaşı Rose’un bilgisayarından öykünerek ‘kendine
göre’ bir bilgisayar aramasıdır. İdeal bir aygıt belirlendikten sonra bekleyişi
uzun süren prosedürler ana karakteri ve ailesini yorsa da sonunda Melody hayali
olan Medi- talker’a kavuşur.
Öncesinde çevresiyle iletişim kurmak için kullanmış olduğu basit tahtaya göre
daha donanımlı olan bu teknolojik aygıt, Melody’nin yardımcısıyla birlikte
içine yükledikleri komutlar sayesinde onun en büyük gerçeği olur. Çok sevdiği
bir şarkıdan esinlenerek adını Elvira koyduğu bilgisayarı ile “hayatında ilk defa
bir grubun parçasıymış gibi”(126) hisseder. Bu gelişmeler sonrasında ise Melody’nin
bilgisayarı sayesinde zihnini çevresine yansıtmasını izleriz. İşte onca zaman ailesi ve bakıcısının yoğun
ilgisiyle ayakta durmaya çalışan Melody de, elde ettiği bu teknolojik erk sayesinde
kendi tercihlerini birebir belirtme özgürlüğüne kavuşur.
Anlatının ilerleyen bölümlerinde
ise Melody, Akıllı Çocuklar Bilgi Yarışması’nda takımın asil üyesi olacak kadar üstün
bir performans sergiler. Ulusal bir TV kanalında bir röportajcının onunla yaptığı
söyleyişi ve gazetede takımın tek temsilcisi olarak Melody’nin gösterilmesi
sınıf arkadaşlarının hoşnutsuzluğuna yol açar. Kendilerini Melody gibi engeli
yüksek bir öğrencinin temsil etmesi sadece arkadaşlarını değil onları sınava
hazırlayan öğretmenlerinin tavrını da etkiler. Yarışmadan önce Claire isimli zorba
bir arkadaşının “Ama… ama… tuhaf
gözükeceğiz. Herkes bize bakacak.” (166) itirazı, bireyin
engeli ile etiketlenmesinin bir örneği olarak metinde yer alır.
Ayfer Gürdal’ın yüksek lisans
tezi olarak yazdığı ve sonradan kitaplaştırdığı Türk Çocuk Edebiyatında
Engellilik: 1969-2009’a göre muktedir olanın bakışı anlatıda dil
aracılığıyla üstenci bir tutum oluşturmaktadır. “Eğer Melody Brooks ilk turu
geçebiliyorsa, sorularım demek ki yeterince zor değil.” (138) diyen muktedir
ideolojiyi temsil eden öğretmen, sınıf arkadaşlarının gözünde engelliyi “hafifsenen”
bir konuma yerleştirir. “Eğer” edatı kullanımı ile engellinin sergilediği
başarı küçümsenmiş, öğrenci kolayı başarabilen biri olarak etiketlenmiştir.
Engellinin “tuhaf insan” olarak düşünülmesi de, dil aracılığıyla taşınan
önyargılara, tutumlara ve toplumsal değerlere örnektir. Zihinsel engeli
olmadığı hâlde böyle algılanan başkarakter, bilgisayarı ile bütünleşerek diğer
“normal” arkadaşlarına nazaran öne çıkan bir sözel başarıya imza atar.
Melody’nin damgalandığı noktayla başa çıkma stratejisi ona sınıf başarısı
getirirken akranları arasındaki empati yoksunu sınıf arkadaşları onu görüntüsünden
dolayı “tam insan” not quitehuman olarak görmemeye devam eder.
Öte yandan yarışma sahnesindeki
görevlinin direkt Melody ile diyalog kurması ise karakter adına şaşırtıcıdır: “Doğrudan
benimle konuşuyordu, annemle ya da Catherine ile değil.” (176). Bu şekilde
Melody kendi cihazı ile başarısını kendine kanıtlarken, kurduğu insani
ilişkilerde gördüğü kısmî destek onun benlik saygısını geliştirir niteliktedir.
Melody’nin Elvira sayesinde damgalandığı alanda hâkim duruma geldiğini görürüz.
Anlatının devamında, belki fiziksel bir kapatma söz
konusu değilse bile engelli karakteri geride bırakarak yol almak, takımın onu
“uğursuz” addetmesi demektir. Uçuşun ertelendiği bilgisi kendilerinden gizlenen
Melody’nin anne ve babası bu durumu kabullenemezler. Melody ise bu kandırmaca
karşısında hayal kırıklığı içinde çaresiz kalır. Eserin sonunda, yarıştan
aldıkları mağlubiyetle sınıfa geri dönen yarışma takımını içindeki kırıklıkla sorguya
tutan Melody’nin aldığı cevaplar kırgınlığını derinleştirir. Çünkü ne
arkadaşları ne öğretmeni sundukları basit mazeretlerle haklı çıkarlar. Anlatı, Melody’i
sergilediği üstün başarıya rağmen kasıtlı geride bırakmanın bedelini, onları yarışmada
yenilgiye uğratarak ödetir.
Sonuç itibariyle İçimdeki Müzik romanı, ben anlatıcı
yoluyla çizdiği engelli portresiyle sahici bir ton yakalamıştır. Başkarakterin
edindiği bilgisayar yoluyla zihnini dışa vurarak öz saygısını daha da
geliştirip “itaatkâr” bir bedene eriştiğini söyleyebiliriz. Ancak bu saygının
akranlarının çoğundan gelmediğini, hatta eğitmenlerin bizzat dil ve tavırla onu etiketlediğini görmek henüz engelli bireylere
tam anlamıyla empati duyulamadığının kanıtıdır. Yine de ailesinin yoğun
sevgisi, diğer iyi insani ilişkiler biraz olsun Melody’nin “ayakta durmasına” imkân
sağlamıştır. Ancak tüm yoğun çabalarına
ve aldığı teknolojik desteğe rağmen engelli bireyin görmezden gelindiğini, üstenci
bir bakışla tuhaf ilan edildiğini, hak ettiği başarıdan mahrum edildiğini
izlemek sarsıcıdır. Yaşanan sıkıntıların büyüklüğüne rağmen tüm farklılıkların
tek potada eriyeceği bir düşün bayraktarlığını yapan İçimdeki Müzik etkileyici bir engelli romanı olmayı böylece
başarır.
Eser adı: İçimdeki Müzik
Yazarı: Sharon M. Draper
Dil: Çeviri - Zeynep Kürük
Sayfa Sayısı: 256
Yayınevi: Timaş Genç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder